Tuesday, 9 September 2008

TEHLİKELİ EŞİKTEYİZ
Yanlışlıklar Komedyası

Ben bu başlığı çok kullandığımı hatırlıyorum. Basketbol Federasyonunun hemen her icraatı bu başlığı çeşitli dönemlerde gündeme getirir. Kusura bakmayın başka söyleyecek laf bulamıyorum. Son üç yıllık Tanyeviç uygulamasıyla başarıyla(!) 12 Dev Adamı cüce eyleyip Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonalarına katılamaz hale getiren Basketbol Federasyonu i bir dizi saçmalamalar sarmalına dolanmış vaziyette.
Hâlbuki mesele çok basitti. Tony Parker ve diğer asları gelmediği için takım kurmakta yaşayan Fransa, Avrupa’da esamisi okunmayan postacı ve vatmanlardan oluşturulan amatör Belçika ve bizimle kağıt üzeride dahi âşık atamayacak Ukrayna ile 3-20 Eylül tarihleri arasında 2009 Avrupa Şampiyonasına katılabilme eleme maçları oynayacağımıza göre “Ülkenin en iyilerinden oluşturulacak bir Milli Takımla” kısa ve fakat yoğun bir hazırlık döneminden sonra güle oynaya İspanya vizesi alırdık.
Mucit Bogdan koçumuz önce bu güne kadar sayıkladığı bütün prensiplerini bir kenara atıp, Mehmet Okur, Kaya, Ermal vb. asları silerek, alelacayip pota altını çaylaklara bırakan Hidayet etrafına kurulu bir takım ilan etti. Ağırlık çalıştırırken takımı Allahın dur dediği Macau Özerk Bölgesine götürüp ABD Rüya Takımı ve Litvanya’ya ezdirdi. Dönünce koşa koşa Troppy Makedonya katılan takım Karadağ’a74-67,Makedonya’ya 67-59 yenildikten sonra Romanya’yı uzatmada 89-85 yenebildi. Bunların hepsi Belçika hazırlığı olsa gerek. Bakar mısınız önce Dünya devlerinden, daha sonra cücelerinden dayak yiyerek hazırlanıyoruz hedef maçlara.
Durun daha bitmedi. Milliler son provayı 28-30 Ağustos 2008 tarihleri arasında Konya’da Selçuklu Belediyesi Spor Salonunda “Efes Pilsen World Cup”ın 7.’sinde yapacaklar. Kimler var peki turnuvada? Portekiz, Bosna Hersek ve İngiltere. Şaka gibi, daha hiçbir taşı yerine oturmamış takım basketbolu olmayan ülkelerle hazırlık maçı, son provaları yapıp,öyle katılacak elemelere. Sonra da Tanyeviç büyük koç öylemi?
Bilesiniz ki. Milli felakete doğru adım adım ilerliyoruz.

No comments: