Saturday, 25 January 2020

SAKIN YAPMAYIN SONUNUZ OLUR!

Kötü sonuçlar her hafta kar topu gibi giderek büyüyor. Kredi tükendi ipotek faizi işliyor ama  siz gene de kendi ayağınıza sıkmayın..!

"Stay with us forever. More trophies to win" (Daha fazla kupa kazanmak için sonsuza kadar bizimle kal)diye salonda pankart asan taraftara kulak verin…Yoksa pankartlar Go to hell (Cehenneme kadar yolunuz var)a dönüşüverir. Hatasız Kul Olmaz. Beşerdir şaşar. Pek çok hatası var Obradovic'in. Mesela…Her topu kendi oynar. Kontrol hep ondadır. 0yuncuyu robotlaştırır. Bireyselliği , inisiyatif kullanmayı sıfırlar. Kafalarının ve kulaklarının onda olmasını ister. Kendi dilini bilen, asabi mizacını kaldıracak Sırplarla daha iyi anlaşır. Yıldızı kendi yaratmak ister .Nando de Colo gibi hazır gelmiş oyuncuya ters gelmesi bu yüzdendir…Bunlar her şey güzelse, kupalar geliyorsa mesele yok ama işler kötü giderse batar oyuncuya…Ama inanın  bu sizin yapma aşamasında olduğunuz bon pour l'orient (sadece Şark için yeterli) alaturka işine son verme hatası yanında solda sıfır kalır. Obradoviç sonrası belini doğrultamayan Panathinaikoskulağınıza küpe olsun.Sosyal medya hesaplarımda "Asrın hatası olur! Ne yap et Obradovic'i tut "KOÇ"um!" demem ondandır. Fenerbahçe'nin saygıdeğer yönetimi;... Son yirmi yılda Željko Obradović gelene kadar; Nihat İziç, Bogdan Tanyevic,Neven Spahija, Simone Pianigiani olmak üzere üç Sırp bir İtalyan koçla on üç kabus yıl yaşadınız. Bu dönemde sıra takımı olarak ne uzadınız ne kısaldınız. Aziz başkanın ustayı getirmesi ile birlikte Avrupa Ligi'ne yakışır takıma benzediğiniz. 5 kere Final Four oynattı adam sizi daha ne yapsın. "Gözünüze dizinize dursun" derler adama. Biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz. Fenerbahçe Galatasaraylılaşıyor . Basketbol şubesini mali yönden kulübün sırtında yük kabul eden anlayış(sızlık) Galatasaray'ın Yenilmez Armada'sını sıra takım haline getirdi. Ali Koç da aynı yolda . Aziz başkanın Fenerbahçe'ye kazandırdığı muhteşem basketbol takımının altına ev yapımı bomba düzeneği yerleştiriyor. “Arkasındayız” beyanatlarıyla kimi kandırıyorsunuz? Saydığım koğuşlarında arkasındaydınız, ertesi gün kapıya koydunuz adamları. Obradovic'in arkasında olmak sözleşme yenilemekle olur. Gerisi Lafonten'den masallar.

Kafasını siz karıştırdınız Ekselansın..

Ne sihir kaldı ne keramet...Fenerbahçe’nin durumu vahamet….Basketbol sihirbazı ObraKadabrasözleşme yenilemesi yılan hikayesine döndürülünce yolun sonuna   geldi…Çok değil altı sene önce, “Obradovic öncesi(taş devrinde)dönemde, elel acaip koçlar elinde oradan oraya savrulan parkelerin sıra takımlarından biri Fenerbahçe’yi Euroleague başat takımı yapan ustanın durumunun sürüncemede bırakılması kafası karışıp koçun ayarını bozuyor ve  takımda dip yapıyor. Nasrettin hoca fıkrasındaki gibi peki hocanın hiç mi suçu yok? Diye soracak olursanız; Karakteristik olanlarını  anlattım. Takımı dibe çekenlere geçmeden önce biz aklanalım; Her fırsatta suçlanan yazılı ve sözlü medya olarak  bize düşeni fazlasıyla yaptık. Suçsusuz ve balkondayız. Mükemmel beş sezon boyu hak ettiği  bütün ihtimamı gösterdik, yere göğe koymadık. El hak önce Aziz Yıldırım sonra Ali Koç işine karışmadan anahtar teslimi verdiler şubeyi. Ticari dille “Gayrikabili rücu akreditif açtı” Fenerbahçe. Futbolda ki Comoli benzeri, İtalyan arkadaşı ıssız adam Maurizio Gherardini’yi genel manejer yaptı. İstediklerini alıp satarak birlikte bu günlere geldiler. Ne oldu peki Avrupa’nın en fazla kupalı koçuna? Gittiği her yerin saha içi ve dışı alışkanlıklarını a’dan z’ye değiştiren, şeytan tüyü varmışçasına fırçaladığı oyuncusundan, sürtüştüğü hakemlere, taşkınlık ayarı verdiği taraftara kadar herkese tatlı sert otoritesiyle kendini sevdirmesini, olumlu algı yaratmayı çok iyi beceren insani ilişkiler sihirbazı Zeljko Obradovic neden matlaştı? El cevap; BSS(Başarının Sıradanlaşması Sendromu) yaşıyor ve metal yorgunu oldu.? Elle tutulur, gözle görülür hiç sebep yokken o her topu oynayan, maçı hisseden etrafına “Obra birazdan gereğini yapar ve oyunu lehimize çevirir” güveni veren adam gitti. Yerine köşesinde hezeyanlar geçiren, huysuz, geçimsiz, en önemlisi de oynanan oyuna dair hiçbir çözüm üretmeyen yenilen boksör köşesinde her an havlu atma eğiliminde ki emekli süvanyör görümüne büründü. Öfkesi basketbol şuurunun üstüne çıkarak sonuca olumsuz yansıdı. Balık baştan kokar hesabı Fenerbahçe başarısızlık sarmalına düştü. 

Alternatifi yok…Ondan sonra kıyamet…!
Önümüzde yirmi maç var.. Ustanın kafası rahatlarsa düzeltir durumu…

Orhan Veli’nin “Ne güzel komşumuzdun Fahriye abla..” şiirinde olduğu gibi… di’li geçmiş konuşup; "Ne güzel koçumuzdun Obradovic usta"deme noktasına gelmemize sebep olan iki önemli yanlışı var koçun: BİRİNCİ YANLIŞI Casting /takım kurma hayati hatası yapıp en önemli (oyun kurucu1) ve özellikle (pivot 5) numaraya doğru dürüst adam almamak. Fenerbahçe’yi pivotsuz oynamaya mahkum etmek. Sakatlıklar filan bahane. Sağlam olsalar ne olacak ki. Joffrey Lauvergne, Derrick Williams, Jan Vesely hiç biri pivot değil. Zaman zaman üçüncü sınıf dublör  Stimac’a bel bağlaması savımı evetler. Oyun kurucuda bireysel üretimi sınırlı, zaman zaman turnike atmaya bile çekinen Sloukas  takım akıcılığını, pas temposunu ve topsuz hareketi öldürüyor. Kostas oyunu kontrol ediyorken rakiplerin alanı daraltma, forvetteki oyuncuları daha verimsiz hale getirme ve merkezi daha iyi koruma şansı oldukça yükseliyor. Sloukas’ın oyunu kuramaması zaten kötü durumda ki Datome ve Kalinic’i sistem içerisinde biraz daha aşağı çekiyor. Toplu oyuncunun skor tehdidinin çok önemli olduğu günümüz basketbolunda topu elinde tutan oyuncu çembere atak etmeyince diğer dört oyuncuyu savunmak kolaylaşıyorİKİNCİ YANLIŞI Hazır yıldız sevmez, istediği gibi yoğurarak kendi yıldızlarını yaratmak ister,takım dizginlerini elinde tutmayı severken Nando De COLO’yu transfer etmek. Adam hem fırça kaldırmaz, hem de ayrı topu var onunla oynuyor maçlarda. Fenerbahçe'de hiç kimsenin yıldızı Obradovic'ten parlak olamaz. Hoca her topu kendi oynamak isterken Nando kendi bildiğini oynuyor. Kendine Fransız Nando kaybedilen maçlarda Euroleague kariyer rekorlarını kırdı ama takım olarak skoru 70 sayı üzerine çıkarmayı beceremedi. Obradoviç otorite kaybına Fransız olduğundan kenarda giderek Tanyavic benzeri Huysuz Virjin'e döndü. Öfkesi basketbol şuurunun önüne geçiyor. Kendi seçtiği oyuncuları dekadans / çöküş’den sorumlu tutmaya başlaması, (ki bunu hiç yapmaz tüm iyi ve kötü sonuçların sorumluluğunu üstlenirdi), sonun başlangıcı, kırılma noktası. Ancak Obradovic’li olmayı yaşamış her Fenerli, yiğidi öldürmeden önce, şunu çok iyi bilmelidir ki onsuz kalmaktansa kızılcık şurubu içip katlanmak evladır. Komşunun kazının bize ördek gözüktüğü günlerde Panatinaikos ve hatta Olimpiakos Avrupa’nın kralıydılar. “Sensiz saadet neymiş tatmadım bilemem ki..” şarkısını söylemenin alemi yok. Nafile Dimyata pirince filan gitmeye kalkmayın.. 


No comments:

Post a Comment