KUPA BEYİ; EKSELANSLARI OBRADOVİC!
Asrın başarı öyküsü şöyle başladı. Yugoslavya tek parçayken soyadı “_vic’le biten süper yıldız oyuncular” ülkelerinin milli ve kulüp takımlarında, Avrupa parkelerinde tozu dumana katarak, süper güçler ABD ve Sovyetler Birliğine basketbol sahalarını dar ettiler. Yugolar imparatorluğunun efsanevi amirali, basketbolun Tito’su Borislav Stonkovic yaklaşık otuz yıl FİBA Genel Sekreteri olarak Yugoslav basketbolunu Avrupa’da 1 numaraya yerleştirirken, yıldız oyuncularını “winner koçlara” evirerek tüm kıtaya önemli postlara dağıttı. NBA ve NCAA basketbolu Avrupalılara fizik olarak ters geldiğinden, Sovyetler Birliği demir perde gerisinde içine kapalı kaldığından; Avrupa’da masa başında, kenar yönetiminde, sahada hasılı “Basketbola dair ne varsa” Yugolardan sorulur oldu.
Asrın başarı öyküsü şöyle başladı. Yugoslavya tek parçayken soyadı “_vic’le biten süper yıldız oyuncular” ülkelerinin milli ve kulüp takımlarında, Avrupa parkelerinde tozu dumana katarak, süper güçler ABD ve Sovyetler Birliğine basketbol sahalarını dar ettiler. Yugolar imparatorluğunun efsanevi amirali, basketbolun Tito’su Borislav Stonkovic yaklaşık otuz yıl FİBA Genel Sekreteri olarak Yugoslav basketbolunu Avrupa’da 1 numaraya yerleştirirken, yıldız oyuncularını “winner koçlara” evirerek tüm kıtaya önemli postlara dağıttı. NBA ve NCAA basketbolu Avrupalılara fizik olarak ters geldiğinden, Sovyetler Birliği demir perde gerisinde içine kapalı kaldığından; Avrupa’da masa başında, kenar yönetiminde, sahada hasılı “Basketbola dair ne varsa” Yugolardan sorulur oldu.
İstanbul’un tılsımı
Borislav(BORA)Stankovic’in altın çocuğu OBRAdovic, 37 yıllık ömrünün son 3-4 yılında yaptığı birkaç tablosunu satarak geçinebilen, ancak öldükten sonra resim dünyasının ölmezleri arasına giren Vincent Van Gogh’a benzemez. O daima kazanan/ winner’dır. En bilinen özelliği “Obrodovic istedi mi alır ve hep ister”. Onun “dünü ve yarını yok sadece bugünü vardır”. Yugoslav Milli Takımının gelmiş geçmiş en iyi oyun kurucusu 91 yazında ani bir kararla 32 yaşında oyunculuk kariyerine son verip “Bora’nın Avrupa basketbolu istila projesi olarak”, koçluğa başladı. Partizan’ın başına geçen Sırp basketbol adamı, antrenörlük kariyerinin henüz ilk yılında tarihe geçen bir başarıya İstanbul’da imza attı. Son kupasını da İstanbul’da aldığını düşünecek olursak İstanbul’un ustanın hayatında ki önemini daha iyi anlarız. İmparator yürüyüşü başlatan koç adayı Obradovic ligin çaylağı Partizan’ı Final Four’a taşıyarak Abdi İpekçi’de organizasyonun ilk maçında Milan’ı saf dışı bırakıp, Badalona ile oynadığı final maçının son saniyelerine 2 sayı geride girmesine rağmen resim de ki Sasa Djordjevic’in türünün ilklerinden sayılan üç sayılık isabetiyle tarihindeki tek şampiyonluğa uzandı.. Dönemin diğer ülke yıldız oyuncuları mesela Yunan Yannakis ve bizim Erman Kunter’e zaman içinde koçlukta fark atmasının sebebi çok basittir; O oynarken de floor leader/saha içi koçtu.
Obradovic bağımsız Avrupa krallığını kurdu
Obradovic Yugoslavya’nın parçalanması sonrası, NBA cazibesinden uzak durarak ,Ülkesinin Nikolic, Novosel ve Ivkovic vb. kıdemli koçlarını sollayarak “Avrupa koçluk ihtiras tramvayına bindi”. Koçluk sürecinde kariyerini Yunanistan, İspanya ve bizim Fenerbahçe’mizde taçlandırdı. Asıl çıkışını 1999 ve 2012 yılları arasında koçluk görevi üstlendiği Yunan ekibi Panathiniakos ile yaptı ve tam 3 yıl üst üste Atina’yı ikinci vatanı sayarak, Eurolague şampiyonluğu yaşadı. Bu başarılarında sonra Obradovic 2007 ve 2011 yıllarında “Avrupa’nın en iyi koçu” seçildi.
Final 4’un Efendisi
5 Final Four'da 8 şampiyonluk 1988’den itibaren şampiyonunu Final Four formatıyla belirleyen Euroleague’in kader sahnesinde çeyrek asırdır değişmeyen aktörlerin başında Zeljko Obradovic gelir. Antrenörlüğe başladığından beri Avrupa basketbolunun zirvesinde yer alan Obradovic’in kariyeri aynı zamanda Euroleague organizasyonun son 25 yıldaki özeti... Obradovic asıl çıkışını 1999 ve 2012 yılları arasında koçluk görevi üstlendiği Bu başarılarında sonra Obradovic 2007 ve 2011 yıllarında “Avrupa’nın en iyi koçu” seçildi. Avrupa basketbolundaki hemen herkes ‘’Obradovic bir şeyi istedi mi alır’’ görüşüne sahiptir.
Post Obra/Obra sonrası basketbol
Buraya kadar Obra hakkında bildiklerimiz… Ben size her almanakta bulamayacağınız, ustanın bulutlar üzerine yazdığı, günün kargaşasında kayıtlara geçiremediğiniz üst ve katma değerlerini anlatayım. Hani meşhur "hiç bir şey eskisi olmayacak" lafı vardır ya sanki insani ilişkiler sihirbazı Obradovic için söylenmiştir. Gittiği her yerin saha içi ve dışı alışkanlıklarını a dan z ye değiştirir. (bknz. Aziz başkan) Soyunma odası meraklısı, müdahaleci başkan gitti, tribünde şampiyonluğun tadını çıkarıp gururunu yaşayan “cool President” geldi. Şeytan tüyü varmışçasına fırçaladığı oyuncusundan, sürtüştüğü hakemlere, taşkınlık ayarı verdiği taraftara kadar herkese tatlı sert otoritesiyle kendini sevdirmesini, olumlu algı yaratmayı çok iyi becerir.
Peki nedir "Obra tarzı"?Obra kendisi tarzdır.
"Veni vidi vici/geldim gördüm yendim" biçimi aculcu, 'bugün'cü adamdır. Herhangi bir ekole mensup değildir kendisi ekoldür. Obrakadabra lafını sözcük uyumundan demez tribünler adama. Şapkasından tavsan değil "icat çıkarır”. Nasıl ki dahi edebiyatçılar yazar geçerler vaka nüvistler onların ayak izlerini okuyarak "ism"lerin adını koyarlar. Çağdaş basketbolun bütün teknik ve taktiklerinin mucidi Obradovic ustadır. Mesela onun takımında 'takoz oyuncu' olmaz. Kitabında 'ölümüne savunma yapar ama şutu yoktur' alaturkalığı yazmaz, Doğuş Balbay misali oyuncu olamaz. Kartonları keser keser yıldız yapar...O gelmeden "savaşan gürbüz çocuk' bildiğimiz Ömer Onan’ın nasıl keskin nişancıya evrildiğini hatırlayın. Hepsini saymayacağım ama mesela Fast break, geçiş oyunu/transion game kavramlarını Amerikalılardan almıştık. Obra open court/açık alan basketbolunun, “koş,koş,at”ın mucidi oldu. İkili perdele devril oyunları/pick&roll, çift perdelemeden keskin nişancının çıkartılması, kısa adıyla 'asansör hücumu' vb gibi her parke jiklesi Obradovic'in icadıdır ve/ veya onunla en iyi kullanımına ulaşmıştır.
Bitirirken, şapkasından kupalar çıkaran, en iyi bildiği işi yaptığından başarıyı yakalayan adama haklı saygı duruşuna geçelim ve Mayıs’da Belgrad’da bir başka ilki daha gerçekleştirip canı gönülden şimdiye kadar yapamadığı;… aynı takımla üst üste ikinci kupasını almasını dileyelim.
Obradovic Yugoslavya’nın parçalanması sonrası, NBA cazibesinden uzak durarak ,Ülkesinin Nikolic, Novosel ve Ivkovic vb. kıdemli koçlarını sollayarak “Avrupa koçluk ihtiras tramvayına bindi”. Koçluk sürecinde kariyerini Yunanistan, İspanya ve bizim Fenerbahçe’mizde taçlandırdı. Asıl çıkışını 1999 ve 2012 yılları arasında koçluk görevi üstlendiği Yunan ekibi Panathiniakos ile yaptı ve tam 3 yıl üst üste Atina’yı ikinci vatanı sayarak, Eurolague şampiyonluğu yaşadı. Bu başarılarında sonra Obradovic 2007 ve 2011 yıllarında “Avrupa’nın en iyi koçu” seçildi.
Final 4’un Efendisi
5 Final Four'da 8 şampiyonluk 1988’den itibaren şampiyonunu Final Four formatıyla belirleyen Euroleague’in kader sahnesinde çeyrek asırdır değişmeyen aktörlerin başında Zeljko Obradovic gelir. Antrenörlüğe başladığından beri Avrupa basketbolunun zirvesinde yer alan Obradovic’in kariyeri aynı zamanda Euroleague organizasyonun son 25 yıldaki özeti... Obradovic asıl çıkışını 1999 ve 2012 yılları arasında koçluk görevi üstlendiği Bu başarılarında sonra Obradovic 2007 ve 2011 yıllarında “Avrupa’nın en iyi koçu” seçildi. Avrupa basketbolundaki hemen herkes ‘’Obradovic bir şeyi istedi mi alır’’ görüşüne sahiptir.
Post Obra/Obra sonrası basketbol
Buraya kadar Obra hakkında bildiklerimiz… Ben size her almanakta bulamayacağınız, ustanın bulutlar üzerine yazdığı, günün kargaşasında kayıtlara geçiremediğiniz üst ve katma değerlerini anlatayım. Hani meşhur "hiç bir şey eskisi olmayacak" lafı vardır ya sanki insani ilişkiler sihirbazı Obradovic için söylenmiştir. Gittiği her yerin saha içi ve dışı alışkanlıklarını a dan z ye değiştirir. (bknz. Aziz başkan) Soyunma odası meraklısı, müdahaleci başkan gitti, tribünde şampiyonluğun tadını çıkarıp gururunu yaşayan “cool President” geldi. Şeytan tüyü varmışçasına fırçaladığı oyuncusundan, sürtüştüğü hakemlere, taşkınlık ayarı verdiği taraftara kadar herkese tatlı sert otoritesiyle kendini sevdirmesini, olumlu algı yaratmayı çok iyi becerir.
Peki nedir "Obra tarzı"?Obra kendisi tarzdır.
"Veni vidi vici/geldim gördüm yendim" biçimi aculcu, 'bugün'cü adamdır. Herhangi bir ekole mensup değildir kendisi ekoldür. Obrakadabra lafını sözcük uyumundan demez tribünler adama. Şapkasından tavsan değil "icat çıkarır”. Nasıl ki dahi edebiyatçılar yazar geçerler vaka nüvistler onların ayak izlerini okuyarak "ism"lerin adını koyarlar. Çağdaş basketbolun bütün teknik ve taktiklerinin mucidi Obradovic ustadır. Mesela onun takımında 'takoz oyuncu' olmaz. Kitabında 'ölümüne savunma yapar ama şutu yoktur' alaturkalığı yazmaz, Doğuş Balbay misali oyuncu olamaz. Kartonları keser keser yıldız yapar...O gelmeden "savaşan gürbüz çocuk' bildiğimiz Ömer Onan’ın nasıl keskin nişancıya evrildiğini hatırlayın. Hepsini saymayacağım ama mesela Fast break, geçiş oyunu/transion game kavramlarını Amerikalılardan almıştık. Obra open court/açık alan basketbolunun, “koş,koş,at”ın mucidi oldu. İkili perdele devril oyunları/pick&roll, çift perdelemeden keskin nişancının çıkartılması, kısa adıyla 'asansör hücumu' vb gibi her parke jiklesi Obradovic'in icadıdır ve/ veya onunla en iyi kullanımına ulaşmıştır.
Bitirirken, şapkasından kupalar çıkaran, en iyi bildiği işi yaptığından başarıyı yakalayan adama haklı saygı duruşuna geçelim ve Mayıs’da Belgrad’da bir başka ilki daha gerçekleştirip canı gönülden şimdiye kadar yapamadığı;… aynı takımla üst üste ikinci kupasını almasını dileyelim.
No comments:
Post a Comment